Biz fakir kalmaya razıyız

Afyonkarahisar’da CHP’nin delege seçimleri, bir politik organizasyondan çok, ucuz bir şova döndü.
Cumhuriyet, Dumlupınar gibi mahallelerden 400’ü aşkın delegeden 130’unu seçmek için toplanmışlar.
Ama nafile.
Ortada seçim meçim yok, resmen bir “kim kime daha çok bağırır” turnuvası.
Kırmızı liste, mor liste, mavi liste…
Sanki parti değil, boya kataloğu.
Av. Umut Kılıç kırmızılarda, mevcut başkan Av. Büşra Dişçioğlu morlarda, Yüntaş’tan Murat Albayrak mavilerde…

Renk cümbüşü tamam, peki ya cümbüş?
Parti binası önünde arbede, üyeler birbirine girmiş, herkes birbiriyle didişiyor…
Tartışmalar, bağrışmalar, hatta iddiaya göre Dişçioğlu’na fiziki müdahale girişimi.
Kadıncağız emniyetten yardım istemiş, haklı.
E, haklı tabii, insan kendi partisinin içinde gladyatör arenasına düşse, o da polisi arar!

Olaylar büyüyünce, CHP Genel Merkezi devreye girdi ve “Yeter bu curcuna!” diyerek seçimleri iptal etti.

Ama asıl bomba, CHP İl Başkanı’nın açıklaması oldu.
Kendisi, bu kaosu “partimizin zenginliği” olarak tanımladı.
Evet, yanlış duymadınız.
Parti içi kavgalar, bağrışmalar, arbedeler, meğer CHP’nin “zenginliği”ymiş!
Fikir ayrılıkları demokrasinin doğasıymış, bu tür durumlar çok normal, çok doğalmış…
Hatta “Türkiye’nin birinci partisiyiz, iktidara yürüyoruz” bile dedi.
Sayın başkan, siz bu gidişle iktidara değil, boş sokaklarda boynu bükük kaldırımda yürürsünüz.
Hadi diyelim fikir ayrılıkları demokrasinin doğası, peki bu arbede ne?

İktidar mı? 
Hadi oradan, siz önce parti binasını dağıtmadan bir toplantı yapın, yeter gerisi hikaye.

Bu “zenginlik” masalına kanacak mıyız yani?
Şimdi, bu “zenginlik” meselesine bir bakalım.
Siz önce kendi içinizi yönetin, gerisi gelir…
Ya da gelmez, orası da bizden uzak, zenginliğiniz sizin olsun.
Demek ki CHP’ye göre, parti içinde kavgalar, çekişmeler, iptal edilen seçimler, bir nevi “demokratik şölen!”
Hani neredeyse, “Birbirimize sandalye atalım, bu da demokrasinin cilvesi” diyecekler.

CHP, Afyonkarahisar’da 130 delegeyi belirlemek için yapılan bu organizasyon, bırakın ülkeyi yönetmeyi, bir apartman toplantısını bile yönetemeyeceklerini gösterdi.
CHP’liler, üç mahallenin delegesini seçerken birbirine giriyor, sonra da “Ülkeyi yöneteceğiz” diye masal okuyor.
İnsan düşünmeden edemiyor: Mahalle delegesi seçerken bu kadar kaos çıkaran bir parti, memleketi nasıl yönetecek?
Hadi canım, siz önce parti binasında barışı sağlayın, memleket sonra.
Bu CHP, bırakın iktidarı, bir mahalle muhtarlığını bile yönetemez.

İl başkanı, “Bu tür durumlar normal” diyor, ama kusura bakmasın, bu normal falan değil.
Bu olsa olsa CHP’nin klasiği.
Yıllardır aynı tiyatro: Kavgalar, iptaller, bir yanda “Biz iktidara yürüyoruz” naraları.
Sayın CHP’liler, siz önce parti binasında barışı sağlayın, sonra iktidar hayalleri kurarsınız. Afyonkarahisar’da yaşananlar, sadece bir delege seçimi değil, adeta bir “nasıl kaos yaratılır” dersiydi. Ve bu dersi, CHP yine başarıyla geçti.

Son söz olarak, il başkanına bir mesaj:
Sayın başkan, sizin “zenginlik” dediğiniz bu kavgalar, arbedeler, iptal edilen seçimler…
Bize fazla lüks geliyor.
Siz bu zenginliği alın, kendinize saklayın.
Biz, sizin bu “demokratik şölen” olmadan, biz sakin sakin fakir kalmaya razıyız.