Afyonkarahisar Gazeteciler Cemiyeti, adeta bir “basın açıklaması dizisi” ile gündeme oturdu. Öyle ki, aynı konuda iki farklı açıklama yaparak, hem kendi üyelerini hem de kamuoyunu “Acaba neyi kastettiler?” sorusuyla baş başa bıraktı.
İlk açıklama, anlaşılan o ki, bazılarını rahatsız etmiş. Sonra bir baktık, ikinci açıklama gelmiş; sanki ilk yazılanın üstüne düzeltme kalemiyle karalanmış, “Şunu da çıkaralım, bunu da yumuşatalım” denmiş gibi.

Sayın cemiyet yönetimi, siz basın açıklaması yazarken Hollywood senaristleriyle mi çalıştınız?
İlk açıklama bir “aksiyon filmi” gibi pat diye ortaya çıktı, ama galiba gişede beklenen etkiyi yapmadı. Sonra hemen “devam filmi” çekilmiş, ama bu sefer tür değişmiş, aksiyondan romantik komediye geçiş yapılmış.
İlk açıklamadaki “sivri” kısımlar törpülenmiş, cümleler pamuk gibi yumuşatılmış.
İnsan merak ediyor, acaba bu revizyon sürecinde kimler “yönetmen koltuğuna” oturdu?
Yoksa cemiyetin içinde bir “basın açıklaması düzeltme timi” mi var?

Bir de işin “iç bölünmüşlük” dedikodusu var ki, tadından yenmez.
İlk açıklamayı yazanlar bir grup, ikinciyi yazanlar başka bir grup mu?
Toplantılarda “Hayır, bu cümle fazla sert!” diye bağrışmalar, “Şunu da çıkaralım, aman kimseyi kırmayalım” diye pazarlıklar mı döndü?

Hani neredeyse bir sonraki toplantıda “Üçüncü açıklama geliyor mu?” diye soracağız.
Belki de bu sefer herkesin uzlaşacağı bir “ortak metin” çıkar, kim bilir?
Tabii, uzlaşma olmazsa, her üye kendi basın açıklamasını yazıp servis eder, o da ayrı bir komedi olur.

Şaka bir yana, sevgili Afyonkarahisar Gazeteciler Cemiyeti, siz ki kalemin gücüne inananlarsınız, lütfen şu açıklama işini bir netleştirin.
İlk açıklama neden değiştirildi?
Kimler rahatsız oldu?
İkinci açıklama niye ilkinden farklı?
Bu soruların cevabı, KÜÇÜKKURT – KÖKSAL konusundan daha merak uyandırıcı.

Yoksa her açıklama için ayrı bir “editörler kurulu” mu toplanıyor?
Belki de bir dahaki sefere, açıklamaları yazmadan önce bir anket yaparsınız: “Hangi cümle daha az rahatsızlık verir?” diye.
Hem demokratik olur, hem de bu “bir yazdık, sildik, tekrar yazdık” döngüsünden kurtulursunuz.
Sonuç olarak, Afyonkarahisar Gazeteciler Cemiyeti Yönetiminin bu “çift açıklama” macerası, bize şunu öğretti: Bir açıklama yazarken, önce kendi içinizde anlaşın, sonra kamuoyuna seslenin.
Yoksa bu iş, “Bir sucuk mu yiyelim, yoksa ekmek kadayıfı mı?” kararsızlığına döner.

AGC tarafından gönderilen 1. “KAMUOYU DUYURUSU”da yazılıpta, 
2. “KAMUOYU DUYURUSU”nda çıkartılan bölümler şunlar:

 ·         “CİMER tarafından kendilerine gönderilen ihbar üzerine harekete geçildiğini”

·         “Bu incelemelerimizin sonucunu; bilgi ve belgelerle de tekrar kamuoyuna açıklayacağımızın bilinmesini isteriz.”

·         “Bu konuda; bu güne kadar, kendileri tarafından basın kuruluşları ve gazetecilere yönelik olarak açılan tüm davaların geri çekileceğini belirten Belediye Başkanı Burcu Köksal’ın bu girişimini de bir iyi niyet göstergesi olarak kabul ediyoruz.”

·         “Ancak; Yapılan ziyaretler, görüşmeler sonrasında güzel duygu ve ifadelerle tamamlanan toplantının hemen ardından Kocatepe Gazetesine dün gece saat: 23.00 sularında yapılan denetim tekrarı kafalarda birçok soru işareti yaratmıştır. Belediye Başkanı Burcu Köksal, gece yapılan denetimden haberdar olmadığını ve gerekli soruşturmayı başlattığını belirtmiştir. Kamuoyunda oluşan soru işaretleri nedeniyle Afyonkarahisar Belediyesinden gerekli açıklamayı da beklediğimizi bildiririz.”